Tam da hayatımızdan şüphe eder hale gelmiştik. Taa ki, Milli Eğitim Bakanı Omer Dinçer açıklama yapana kadar. Teröristler tarafından kalkan olarak kullanılan öğretmenlerimiz bile güvendeyken, o halde bile devletin koruması altındayken, bizim korkularımız, endişelerimiz boşuna. Devlet koruması benzemez başkasına. Korudu mu tam korur devlet. Koruma konusunda üstlerine yoktur. Bir olay oluyor ve o olaydan sağ çıkıyorsan; "Devlet korudu" diyorlar, övünüyorlar. Sağ çıkmaz da ölürsen "Herseyi devletten beklememek lazım" diyorlar. Anlayacağınız ne söylediklerini bilmiyorlar. Devletin eline düşen güvenlikte haliyle "Çocuk oyuncağı" olup çıkıyor.
Şimdi daha iyi anlıyorum,sayısı 55bin'e ulaşan öğretmen adayı ordusunu... Atanıp devlet koruması altına girmek istiyorlar. Haklılar! Bu ülkede güvende olmak büyük mesele.
Bu olaylar olurken gündemde boşu boşuna meşgul ediliyor.Son günlerin en çok konuşulan olayı haline geliyor İmparator'un evlenmesi.
Sabah oluyor, haber bültenlerinden bir tanesi çıkıp, 'Günaydın Türkiye' diyor. Ve bu söylenirken Türkiye,iktidarın ninnileriyle uyutuluyor. İyi uykular Türkiye!
Kalemimden akan mürekkebin kağıtta oluşturduğu şekillere odaklanıyorum.O mürekkep için çabalıyorum aslında. Daha iyi şekiller, daha iyi anlamlar oluşturabilmek için. Ve o şekiller başkalarını da cezbetsin diye çabalıyorum her saniye.
29 Eylül 2011 Perşembe
15 Eylül 2011 Perşembe
Yönetim ne zaman uyanacak ?
Sınır ötesi operasyon var mı yok mu tartışmaları soluksuz devam ederken, bir yandan da düşünmeden edemiyor insan, daha ne bekleniyor diye. Kaç şehit vermesi lazım bu vatanın? Kaç ananın daha gözyaşı dökmesi lazım? Çaresizce ve içindeki vatan aşkından aldığı güçle kaç babanın daha şehit olan evladının arkasından, "Vatan sağ olsun!" demesi lazım? Kim bekler evladının ölüm haberini istemsizce? Hangi abla düşünür, acaba kardeşimin ölüm haberi bugün gelecek mi diye? Benim ülkemdeki ablalar düşünüyor işte. Ama ülkem iktidarı, ağızlarında aynı türküyle dolaşıyor:" Bitecek!"
Muhalefetten de bir Allah'ın kulu çıkıp sormuyor: "Peki ama ne zaman bitecek?" diye.
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir anlayışı, içlerine o kadar çok işlemiş ki iktidarın, artık düşündükleri aynen şöyle: Benim karnım aç olsa da olur, yeter ki komşumun karnı doysun. Kendi iç meselelerini çözmeden, dışarıda ahkâm kesmektir yaptıkları."Biz büyüdük" demek gerçekten de büyük iş.
Anlayacağınız ülkede durumlar karışık.
Sonuç olarak; ülkem insanının gözü yaşlı ve durumdan haberdar artık. Uyumuyor artık ülkemin uyuyor gözüken evlatları. Yönetim ise başka ülkeleri dolaşıp o ülkelerin sorunlarına çözüm arıyor. Bizim sorunlarımıza sıra gelince "uyur" numarası yapıyor. Bu kadar soru ve karmaşayı düşünen insanın aklına haliyle bir soru daha geliyor: Yönetim ne zaman uyanacak?
Muhalefetten de bir Allah'ın kulu çıkıp sormuyor: "Peki ama ne zaman bitecek?" diye.
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir anlayışı, içlerine o kadar çok işlemiş ki iktidarın, artık düşündükleri aynen şöyle: Benim karnım aç olsa da olur, yeter ki komşumun karnı doysun. Kendi iç meselelerini çözmeden, dışarıda ahkâm kesmektir yaptıkları."Biz büyüdük" demek gerçekten de büyük iş.
Anlayacağınız ülkede durumlar karışık.
Sonuç olarak; ülkem insanının gözü yaşlı ve durumdan haberdar artık. Uyumuyor artık ülkemin uyuyor gözüken evlatları. Yönetim ise başka ülkeleri dolaşıp o ülkelerin sorunlarına çözüm arıyor. Bizim sorunlarımıza sıra gelince "uyur" numarası yapıyor. Bu kadar soru ve karmaşayı düşünen insanın aklına haliyle bir soru daha geliyor: Yönetim ne zaman uyanacak?
20 Ağustos 2011 Cumartesi
Sen insan mısın ?
Bir paket sigara parasıyla Somali'de bir insan 7 gün doyururken karnını, sen içebiliyorsan sigaranı rahat rahat, evde kuru ekmeğini çöpe atıp, tazesini afiyetle yiyebiliyorsan, düşünemiyorsan o kuru ekmeğe bile muhtaç olanları, musluğu sonuna kadar açıp ellerini yıkamak için akıtabiliyorsan onlarca litre suyu, akıtırken de zerrece geçirmiyorsan aklından o suya ihtiyacı olanları, her 6 dakikada 1 çocuk yitirirken hayatını, gözünün önüne gelmiyorsa yüzleri, anneler evlatları arasında tercih yapmak zorunda kalıyor ve sen bunu bile umursamıyorsan, bir anne hiç tanımadığı birisine çocuğunun yaşaması için gözü kapalı emanet edebiliyorsa onu çaresizce ve buna rağmen sızlamıyorsa vicdanın, rahat rahat uyuyabiliyorsan yatağında...
Bir daha düşün!
Sen insan mısın?
Sen insan mısın?
21 Temmuz 2011 Perşembe
Keşke Hep Çocuk Kalsaydım
Küçükken ne kadar toz pembeydi her şey. Yaşamak, eğlenmek, mutlu olmak...
Ne zaman büyüdüm ben?
Aslında bu sorudan önce, cevabını merak ettiğim bir soru daha var.
Neden büyüdüm ben?
Hep çocuk kalmalıydım. Gökyüzündeki uçaklara el sallayıp mutlu olmalıydım. Uçan balonlara gülebilmeli, uçurduğum uçurtmayla eğlenebilmeliydim. En büyük derdim, uçurtmamın uçmaması veya ağaçlara takılıp parçalanması olmalıydı...
Ne zaman büyüdüm ben?
Aslında bu sorudan önce, cevabını merak ettiğim bir soru daha var.
Neden büyüdüm ben?
Hep çocuk kalmalıydım. Gökyüzündeki uçaklara el sallayıp mutlu olmalıydım. Uçan balonlara gülebilmeli, uçurduğum uçurtmayla eğlenebilmeliydim. En büyük derdim, uçurtmamın uçmaması veya ağaçlara takılıp parçalanması olmalıydı...
Kumdan kaleler yapmalıydım mesela. Ve hep o kalelerin prensi olarak kalmalıydım. Bisikletten düşmeliydim ve bunun için saatlerce ağlamalıydım canım yanmasa bile. Saatlerce durmaksızın...
Sonra neden ağladığımı unutmalıydım.
Nerede hata yaptım ben?
Evet, evet! Buldum!
Ben en büyük hatayı çocukluk hayalimi gerçekleştirerek yaptım.
Ben en büyük hatayı büyüyerek yaptım. Keşke, keşke hep çocuk kalsaydım...
Sonra neden ağladığımı unutmalıydım.
Nerede hata yaptım ben?
Evet, evet! Buldum!
Ben en büyük hatayı çocukluk hayalimi gerçekleştirerek yaptım.
Ben en büyük hatayı büyüyerek yaptım. Keşke, keşke hep çocuk kalsaydım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)