Yürüyordu usul usul…
Sessizce geçiyordu yollardan. Kimse onu duymamalı, elinde ne
olduğunu bilmemeliydi. Kahraman edası ve kendinden emin tavrıyla yürümeye devam
ediyordu. Başaracaktı, başarmalıydı. Bu bilinçle karşısına çıkacak tüm
zorlukları aşmak için zırhlarını kuşanmış; tek bir düşünceyle yürüyordu:
“Başaracağım!”.Yorgundu ama başaracağı günün hayaliyle ilerliyor ve içini bir
nebze de olsa rahatlatıyordu. Olumsuz tek bir düşünce yoktu kafasında ya da onu
yenilebileceğine inandıracak tek bir engel yoktu. Ama yine de temkinli
ilerliyor ve adım adım yaklaşıyordu hedefine. Öyle parıltılı bir yer değildi
varmak istediği yer. Karanlık, soğuk, ıssız,sessiz ve sıradan bir yaşama;
yarının dünden farkının olmadığı bir yere doğru ilerlemeye devam ediyordu. Bir
gün oraya varacak ve yol boyunca elinde sımsıkı tuttuğu bilgiyi oraya
ulaştıracak ve onun engin ışığıyla insanları kuşatacak, etrafa yayılan bu
ışıkla insanların gözleri kamaşacak ve nihayetinde o derin uykularından uyanacaklardı.
Belki anlık bir duraksama olacaktı ama sonunda harekete geçecekler, yarınlarını
dünden farklı kılmak için var güçleriyle çabalayacaklardı. Hayatları boyunca
her istediklerini dişiyle tırnağıyla kazanmaya alışmış bu insanlar, bu defa da kendi
benliklerine ulaşmak, “Bende varım!” diyebilmek için çırpınacaklardı. Gerçeğin
o şaşaalı görüntüsüne olan inançlarıyla, tek vücut olup hareket etmenin eşsiz
tadına varacaklar ve “durmak” kelimesini lügatlarından çıkararak zirveye
ulaşmaya çalışacaklardı. İnanıyorlardı ama inanmanın da tek başına
yetmeyeceğini çok geçmeden anlayacaklardı. Yollarına engeller çıkacak ve bu
engellere takılıp bir kez daha o dehlize sürükleneceklerdi. Bilgi nihayetinde
ulaşılamaz denilen yerlere ulaşmış, uyandırılamaz denilen herkesi uyandırmıştı.
Ama bu yeterli olmadı, olamadı. Bilgiyi bilmek değildi mühim olan. Mühim olan
her an öğrenebilmek, bilgi havuzuna her saniye yeni bir damla ekleyebilmekti. Bir
gün öğreneceklerdi ve apaydınlık olacaktı dehlizler. Bugün değil ama bir gün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder